Usulsüz Tebligat Şikayet Dilekçesi

Usulsüz tebligat şikayet dilekçesi ile, kanun ve yönetmeliğe aykırı olarak yapılan tebligatın tebliğ tarihinin, muhatabın öğrenme tarihi olarak değiştirilmesi mümkündür. İcra hukukunda usul oldukça önemlidir. Bu sebeple konuyla ilgili olarak icra avukatı ile görüşerek profesyonel hukuki destek almanız faydalı olacaktır.

Tebligatın usulsüz olduğuna ilişkin başvuru, hukuksal niteliği itibariyle şikayettir. Şikayetin, usulsüz tebligatı çıkaran icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesine yapılması gerekir. Usulsüz tebligat şikayetini, bu tebligat ile aleyhine işlem yapılan muhatap yapabilir. Bu muhatap genellikle borçludur. İcra mahkemesine yapılan şikayetle birlikte icra dairesinde de ödeme emrine itiraz edilmesi gerekir. Zira icra mahkemesine şikayet, takibi kendiliğinden durdurmaz. Takibin durmasını sağlamak için aynı zamanda itiraz edilir.

usulsüz tebligat şikayet dilekçesi

Usulsüz tebligat, kural olarak geçersizdir. Ancak muhatap, usulsüz de olsa bu tebligattan haberdar olursa tebligat geçerli olur. Şikayetin, usulsüz tebligatın öğrenilmesi tarihinden itibaren 7 gün içerisinde yapılması gerekir. Aksi halde talep, süre aşımı gerekçesiyle reddedilir.

İcra mahkemesi, tebligatın usulsüz olduğuna karar vererek şikayeti kabul ederse, tebliğ tarihi muhatabın öğrenme tarihi olarak değiştirilir. İcra mahkemesi kararının kesinleşmesi gerekmez. Usulsüz tebligata dayanarak haciz uygulanmışsa hacizler kalkar.

Usulsüz Tebligat Şikayet Dilekçesi Örneği

…. NÖBETÇİ İCRA HUKUK MAHKEMESİ’NE

Tedbir Taleplidir.

İCRA DOSYA NO : …….. . İcra Müdürlüğü – 2024/…… Esas


ŞİKAYET EDEN ( BORÇLU ) : …( T.C: …..)
Adres : ………
VEKİLİ : Av. ……..
Adres : ….


DAVALI (ALACAKLI) : …..(T.C:…..)
Adres : ……….
VEKİLİ : Av. ….
Adres :


KONU : Usulsüz tebligat şikayeti

AÇIKLAMALAR :

Müvekkil aleyhine, yukarıda esas numarası yazılı icra dosyası ile ilamsız icra takibi başlatılmış ve bu takibe binaen düzenlenen ödeme emri tebliğe çıkarılmıştır. Çıkarılan tebligat incelendiğinde, müvekkilin adres kayıt sistemindeki adresine doğrudan Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre ‘MERNİS Adresi’ şerhi ile tebligat yapıldığı ve tebligatın 15/01/2024 tarihinde muhtara teslim edildiği görülmektedir.

Tebligat Kanunu’nun 10/1. maddesine göre, ”Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır.” Öncelikle müvekkilinin, davalı alacaklı tarafından bildirilen en son adresine normal usule göre tebligat yapılması gerekirken, doğrudan kanunun 21/2 maddesine göre, ‘MERNİS Adresi’ ve ”Tebliğ imkansızlığı durumunda tebligatın 21/2. maddeye göre bu adrese yapılması” şerhi ile tebligat yapılması usulsüzdür. Davalı alacaklı tarafından, müvekkilin son adresinin bilinmediği iddiasında ise, müvekkilin adres kayıt sistemindeki adresine normal usule göre tebligat yapılması gerekirdi.

Nitekim emsal Yargıtay kararları da aynı yoldadır.

  • Yargıtay İBBGK, 2019/2 E., 2020/3 K., 20.11.2020 T.; Yargıtay HGK., 2018/12-411 E., 2021/877 K., 29.06.2021 T.

Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 20.01.2021 tarihli ve 31460 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 20.11.2020 tarihli ve 2019/2 E., 2020/3 K. sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da; Tebligat Kanunu’nun lafzı ile 6099 sayılı Kanun’un genel gerekçesi ve Tebligat Kanunu’nun 10 ve 21. maddelerinde yapılan değişikliklere ilişkin gerekçeler ve doktrindeki görüşler birlikte değerlendirildiğinde mernis adresinin resmî tebligat adresi olarak kabul edildiği, mernis adresinin Tebligat Kanunu’nun 10. maddesinin 2. fıkrasında yazılı durumlarda başkaca adres araştırması yapılmasını gerekli kılmayan son adres olarak kanun koyucu tarafından kabul edildiği, bu nedenle Tebligat Kanunu’nun 21. maddesinin 2. fıkrası uyarınca yapılacak tebligatlarda muhatap o adreste hiç oturmamış veya adresten sürekli ayrılmış olsa dahi yeni adresi araştırılmaksızın o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında tebligatın teslim edileceği, ihbarnamenin gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırılacağı, ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarihin tebliğ tarihi olacağı belirtilmiştir. Söz konusu İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde Tebligat Kanunu’nun 21. maddesinin 2. fıkrasına göre muhatabın adres kayıt sisteminde kayıtlı adresine tebligat yapılabilmesi için önce Tebligat Kanunu’nun 10. maddesinin 1. fıkrası uyarınca muhatabın bilinen en son adresine tebligat çıkarılması, bu tebligatın tebliğ edilemeden iade edilmesinin gerekli ve yeterli olduğu belirtilmiştir. Bu hâlde tebliği çıkaran merci tarafından çıkarılacak tebligat zarfı üzerine mernis adresi şerhi ile birlikte tebligatın Tebligat Kanunu’nun 21. maddesinin 2. fıkrası uyarınca yapılacağına dair şerhin yazılması, tebliğ memurunun başkaca bir adres araştırması yapmadan muhatabın mernis adresine doğrudan Tebligat Kanunu’nun 21. maddesinin 2. fıkrasına göre yapılan tebliğin usule ve yasaya uygun olduğu şeklindeki iki aşamalı tebligat yapılması görüşü kabul edilmiştir.

Müvekkil, tebligattan 29/01/2024 tarihinde haberdar olmuştur ve 30/01/2024 tarihinde İcra dairesi tarafından gönderilen ödeme emrine itiraz etmiştir. Ödeme emri, müvekkilin yokluğunda usulsüz olarak muhtara teslim edildiği için takip kesinleşmeden borca itiraz etme imkanı olmamıştır.

Bu nedenle, tebligatın usulsüz olduğunun tespiti ile tebliğ tarihinin, müvekkilin öğrenme tarihi olan 29/01/2024 olarak düzeltilmesi gerekmektedir.

HUKUKİ NEDENLER : İİK., TebK, Tebligat Yönetmeliği İlgili Hükümleri ve her türlü yasal düzenleme

HUKUKİ DELİLLER : …. İcra Müdürlüğü 2024/…. Esas Sayılı Dosyası, Yargıtay Kararları

NETİCE VE TALEP : Yukarıda izah edilen ve resen tespit edilecek nedenlerle,

1 – Şikayetimizin KABULÜ ile …. İcra Müdürlüğü’nün 2024/ … E. Dosyasından müvekkile yapılan ödeme emri tebliği tarihinin 29/01/2024 olarak düzeltilmesine, 

2 – İcra takibinin, yargılama sonuna kadar tedbiren durdurulmasına,

3 – Yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı alacaklı tarafa yükletilmesine,

karar verilmesini  vekaleten talep ederiz. Tarih: 30/01/2024

Şikayet Eden/ Borçlu Vekili

Av. Musa YILMAZ

5/5 - (2 votes)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Av. Musa Yılmaz

avukat musa yılmaz

Av. Musa Yılmaz, başta Forex Hukuku, Sermaye Piyasası, Bilişim Hukuku, Yabancılar Hukuku, Ceza Hukuku, Aile ve Boşanma Hukuku ve Miras Hukuku alanları olmak üzere hukukun birçok alanında çalışmalarını yürütmektedir ve iyi derecede İngilizce bilmektedir.

Randevu Talebi

Hata: İletişim formu bulunamadı.

Son Yayınlanan İçerikler

  • Ceza İnfaz İndirimi -Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun
    Türkiye Cumhuriyeti Anayasası madde 87 uyarınca Türkiye Büyük Millet Meclisinin görev ve yetkileri arasında genel ve özel af ilânına karar vermek de düzenlenmiştir.
  • Adli Para Cezası (TCK M.52)
    Adli para cezası ilke olarak hapis cezasına seçenek yaptırım olarak uygulanmaktadır.
  • HAGB Kararına İtiraz Dilekçesi
    HAGB kararı ile sanık hakkında verilen hükmün ertelenmesi söz konusu olmaktadır. Kanunda belirtildiği üzere mahkeme HAGB kararı ile birlikte sanığa belirli koşulların yerine getirmesini yüklemektedir.
  • Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (Ertelenmesi) (CMK M.231)
    Sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılamada hükmolunan ceza iki yıl veya daha az süreli hapis cezası yahut adli para cezası ise mahkemece hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına (HAGB) karar verilebilmektedir.
  • Asliye Ceza Mahkemesi ve Ceza Mahkemeleri
    Asliye Ceza Mahkemeleri tek hakimlidir. Ağır Ceza Mahkemelerinden bir farkı da budur. Ağır Ceza Mahkemeleri 1 başkan ve 2 Üye toplamda 3 hakimden oluşmaktadır.

Ada Hukuk Danışmanlık Tarafından Verilen Hizmetler

Forex Avukatı  ♦ Boşanma Avukatı ♦ Yabancı Avukatı ♦ İcra Avukatı ♦ Ceza Avukatı

© 2024 · Tüm hakları saklıdır.

This is a staging enviroment