Borçtan kurtulma davası, itirazın geçici kaldırılması kararının kesin kaldırmaya dönüşmemesi için borçlunun alacaklıya karşı açtığı davadır. Bu davanın amacı, geçici kaldırma kararının kesin kaldırmaya dönüşmesine engel olmaktır.
Bu dava, icra hukukuna özgü, genel haciz yoluyla ilamsız takipte imzaya itiraz edildiğinde açılabilen bir davadır. Dolayısıyla itirazı kesin olarak kaldırılan borçlu bu davayı açamaz. Konuyla ilgili olarak icra avukatı ile görüşmeniz sizler için faydalı olacaktır.
İçerik Bilgisi
ToggleDava Hakkında Genel Bilgiler
Borçtan Kurtulma Davası Menfi Tespit Davasının Özel Görünümüdür.
Aslında borçtan kurtulma davası, menfi (olumsuz) tespit davasının özel bir görünüm şeklidir. Bu davada borçlu, takibe dayanak olarak gösterilen adi senet altındaki imzanın kendisine ait olmadığını ve dolayısıyla borçlu olmadığını ispat etmeye çalışır. Dava sonucunda verilen hüküm, maddi anlamda kesin hüküm etkisindedir.
Borçtan Kurtulma Davası Görevli ve Yetkili Mahkeme
Davada deliller ve bu delillerin incelenmesi Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda yer alan genel hükümler çerçevesinde yapılır. Taraflar, kanunun öngördüğü her türlü delili ileri sürebilirler.
Bu davada görevli mahkeme, Asliye Hukuk Mahkemesidir. Yetkili mahkeme ise alacaklının yerleşim yeri veya icra takibinin yapıldığı yer mahkemesidir.
Borçtan Kurtulma Davası Süresi
Dava 7 gün içerisinde açılabilir. Bu süre, hak düşürücü niteliktedir ve icra mahkemesinde verilen geçici kaldırma kararının borçluya tefhim veya tebliğ tarihinden itibaren başlar. Borçlu, 7 gün içerisinde bu davayı açmazsa, geçici kaldırma kesin kaldırmaya dönüşür, borçlunun malları üzerinde geçici haciz varsa bu hacizler de kesin hacze dönüşür. Alacaklı satış isteyerek borçlunun malları sattırabilir.
Dava Şartı
Davanın dinlenebilmesi için HMK’da yer alan genel dava şartları dışında özel bir dava şartı daha vardır. Borçlunun dava konusu alacağın % 15’ini ilk duruşma gününe kadar mahkeme veznesine nakden depo etmesi gerekir. Mahkemece kabul edilecek aynı değerde esham ve tahvilat veya banka teminat mektubunu tevdi etmesi de geçerlidir. Aksi halde dava reddedilir. Bu davada teminat özel bir dava şartıdır.
İspat Yükü
Bu davada davacı yani borçlunun yapması gereken, borçlu olmadığını ileri sürmektir. Davalı yani alacaklı ise alacağın varlığını ispat etmekle yükümlüdür. Alacaklı, alacağın varlığını ispat ederse borçlu, borçlu olmadığını ispat edecektir.
Borçtan Kurtulma Davasında Tazminat
Dava sonunda mahkeme, borçluyu haklı bulursa davayı kabul eder. Böylece borçlunun borçlu olmadığı hükme bağlanır ve icra takibi düşer. İtirazın geçici kaldırılması sürecinde borçlu aleyhine hükmedilen tazminat ve para cezası ortadan kalkar. Yargılama giderleri de davalı/alacaklıya yükletilir.
Mahkeme dava sonunda alacaklıyı haklı bulursa davayı reddeder. Bu durumda borçlu, itirazın geçici kaldırılması aşamasında mahkum edildiği tazminatı ve para cezasını da ödemek zorunda kalır. Davanın reddiyle itirazın geçici kaldırılması kesin kaldırmaya dönüşür, geçici hacizler de kesin hacze dönüşür. Alacaklı bu aşamadan sonra alacaklı, borçlunun mallarının satışını talep edebilir. Yargılama giderleri borçluya yükletilir.
Dava sonunda verilen hüküm, maddi anlamda kesin hüküm niteliğindedir. Borçlu daha sonra alacaklıya karşı menfi tespit veya istirdat davası açamaz. Şayet borçlu, davanın reddine karşı istinaf yoluna başvurmak isterse, şartları yerine getirmek (dava değerinin icra dairesine depo edilmesi) suretiyle süre isteyerek icrayı erteleyebilir.
Borçtan kurtulma davasında haksız çıkan taraf, dava değerinin % 20’sinden aşağı olmamak üzere uygun miktarda bir tazminata mahkum edilir. Tazminata hükmedilebilmesi için tarafların talebinin aranıp aranmadığı hususu, İcra ve İflas Kanunu‘nda bir düzenleme olmadığından, tartışmalıdır.
Konu Hakkında Sıkça Sorulan Sorular
Genel haciz yoluyla ilamsız icra takibinde, borçlu adi senet altındaki imzaya itiraz eder, alacaklı icra mahkemesinden itirazın geçici kaldırılmasını talep eder ve bu talebi kabul edilirse, borçlunun itirazın geçici kaldırılması kararının kendisine tefhim veya tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde Asliye Hukuk Mahkemesinde borçtan kurtulma davası açması gerekir.
Bu husus tartışmalıdır. İcra ve İflas Kanunu’nda tazminata hükmedilebilmesi için tarafların talebinin olması gerektiğine ilişkin bir düzenleme yoktur.
Borçtan kurtulma davasında haksız çıkan taraf aleyhine % 20’den aşağı olmayacak şekilde tazminata hükmedilir.
Borçtan kurtulma davasının davacısı, icra mahkemesi tarafından itirazı geçici olarak kaldırılan borçludur.