Boşanmada Af Sayılmayan Haller

Boşanma davalarında, boşanmaya sebep olan eşin kusurlu davranışı sonucu boşanma kararı verilebilmesi için davalı eşin affedilmiş veya en azından hoşgörü ile karşılanmış olmaması gerekir. Yani affedilen veya hoş görülen olaylar boşanma sebebi olamaz. Bu anlamda hangi durumların boşanmada af sayılmayan haller olduğunu bilmek faydalı olacaktır. Konuyla ilgili profesyonel destek almak için boşanma avukatı ile görüşmeniz faydalı olacaktır.

Bazı durumlar ise, affedilme veya hoş görülme durumunun var olup olmadığı noktasında karışıklığa sebep olabilir. Bu karışıklıklara açıklık getirmek adına, boşanmada af sayılmayan haller hakkında okuyucuları bilgilendirmeyi uygun gördük.

Boşanmada Af Sayılmayan Haller Nelerdir?

Boşanmada af sayılmayan haller aşağıda sayılanlarla sınırlı değildir. Somut uyuşmazlığın şartlarına göre, başkaca hallerin de boşanmada af sayılmaması söz konusu olabilir. Ayrıca boşanmada af sayılan haller makalemizi de incelemeniz faydalı olacaktır.

Ceza Davasında Şikayetten Vazgeçme

Boşanmaya sebep olan kusur, aynı zamanda Ceza Kanunu kapsamında suç teşkil edebilir. Örneğin, eşi darp etme hem medeni kanun kapsamında boşanma sebebi, hem de ceza kanunu kapsamında suçtur. Bu gibi durumlarda, eşin ceza soruşturma veya kovuşturmasında şikayetten vazgeçmesi, boşanma davasında eşini affettiği veya en azından hoş gördüğü anlamına gelmez.

Eşin ailesine karşı kusurundan dolayı boşanma davası açıldığında, ailenin diğer eşi affetmesi af niteliğinde değildir. Örneğin, kadın kayınvalidesine hakaret etmiş ve darp etmişse, kayınvalide kadın hakkındaki şikayetinden vazgeçmiş olması, erkeğin kadını affettiği anlamı taşımaz.

Zorunlu Olarak Aynı Evde Yaşama

Bir arada yaşamak, her zaman için kusurlu olan eşin affedildiği anlamına gelmez. Boşanma davası açan eş, zorunlu olarak davalı eşiyle aynı evde yaşıyor olabilir. Eşin gidecek bir yeri olmaması, yeni doğum yapmış olması gibi nedenlerden dolayı, eşiyle zorunlu bir şekilde aynı evde kalıyorsa affın varlığından söz edilemez.

Yeni Bir Başlangıç Yapmaya Yönelik Girişim

Taraflardan birinin yeni bir başlangıç yapılmasına yönelim girişimi, iyiniyetli bir çaba olmakla birlikte af niteliğinde görülmemektedir. Aynı şekilde, taraflardan birinin evlilik birliğini kurtarmaya yönelik iyiniyetli girişimi af veya hoş görülü davranma anlamı taşımamaktadır.

Evlilik Birliğini Yeniden Sağlamaya Yönelik Müzakere Girişimleri

Tarafların iyiniyetli bir girişimle yaptığı barış müzakereleri, af niteliğinde değildir. Zira, tarafların fiili ayrılık sürecindeki barışmaya yönelik girişimleri müzakere olarak değerlendirilse de af olarak kabul edilmez.

Çocuklar için Boşanmak İstemediğine Dair Beyan veya Çocuklar İçin Eve Gelmek İstemek

Taraflardan birinin, aslında boşanmak istediğini ama çocuklar için yuvasının bozulmasını istemediğini beyan etmesi veya çocuklar için eve gelmek istediğini söylemesi af niteliğinde değildir.

Boşanmada Af Sayılmayan Haller Yargıtay Kararları

  • Ceza davasında şikayetten vazgeçme

Davacı kadının ceza davasında şikayetten vazgeçmesi eşini cezadan kurtarmaya yönelik olup, boşanma davası yönünden eşini affettiği anlamına gelmez.
Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden davalı erkeğin, davacı kadına devamlı şiddet uyguladığı, kadını ailesinin yanına gönderip, müşterek evdeki eşyaları sattığı anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya (TMK m. 166/1) karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır.”
(Yargıtay 2. HD., 2016/2391 E., 2016/2959 K.)

  • Eşlerin zorunlu olarak bir süre beraber orduevinde kalmaları

”   Toplanan delillerden; Eşlerin Erciş’ten tayinlerinin çıkması üzerine Ankara’ya geldikleri, kendilerine hemen lojman tahsis edilmemesi üzerine 23.10.2003  – 5.1.2004 tarihleri arasında Orduevinde  konakladıkları, davacıya lojman verilmesi üzerine eşlerin ayrıldıkları ve kocaya tahsis edilen lojmana davalının yerleştiği, davacının eşini dövdüğü, davalının ise eşine karşı ağır hakaretlerde bulunduğu, yüzünü tırnağı ile yaraladığı anlaşılmaktadır. Eşlerin zorunlu olarak bir süre beraber orduevinde kalmaları kocanın eşini affettiğini,  geçen hadiseleri hoşgörü ile karşıladığını göstermez. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya  (TMK.md. 166/1)karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır.” (Yargıtay 2. HD., 2006/3770 E., 2006/9958 K.)

  • ”Yeni bir başlangıç yapalım” teklifi

”Mahkemece, “kocanın barışma girişiminde bulunmakla eşini affettiği, bu halde kadının üzerinde bir kusur kalmadığı, kocanın ise eşine hakaret ettiği bu sebeple tam kusurlu olduğu” kabul edilerek kocanın boşanma davasının reddine, kadının karşı boşanma davasının kabulüne karar verilmiş, kadın yararına yoksulluk nafakası ve maddi tazminata hükmedilmiştir. Oysa, davalı-karşı davacı (kadın)’ın “bu evliliği yapmayacağını” söyleyerek eşiyle birlikte yaşamaktan kaçındığı, kocasının “yeni bir başlangıç yaparak dügün merasimini icra edelim” yönünde iyiniyetli girişimine rağmen, müşterek yaşamın kurulmasını kabul etmediği, yapılan soruşturma ve toplanan delillerden anlaşılmaktadır. Kocanın “yeni bir başlangıç yapalım” şeklindeki sözleri, iyiniyetle yapılmış bir girişim olup, af niteliğinde değildir. Kaldı ki, davalı-karşı davacı (kadın) buna rağmen müşterek yaşamın kurulmasını kabul etmemekle, eşiyle birlikte yaşamaktan haklı hiç bir sebebi bulunmaksızın ısrarla kaçınmıştır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan bırakmayacak nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Bu koşullar altında koca da dava açmakta haklıdır. Öyleyse kocanın boşanma davasının da kabulüne karar verilmesi gerekirken, yetersiz gerekçe ile reddi doğru bulunmamıştır.” (Yargıtay 2. HD., 2014/13829 E., 2014/24317 K.)

  • ”Çocuklar için boşanmak istemiyorum”

”Davalı-davacı kocanın 31.05.2013 tarihli ön inceleme duruşmasındaki “Ben çocuklarımdan dolayı boşanmak istememekteyim, ancak davacı taraf boşanmak istediğinden dolayı bende boşanmak istiyorum” şeklindeki beyanı, gerek 4787 sayılı yasa, gerekse 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu gereği mahkemenin tarafları sulhe daveti sırasında söylenmiş olup, kocanın kadından kaynaklanan kusurlu davranışları af niteliğinde değildir.” (Yargıtay 2. HD., 2014/494 E., 2014/16822 K.)

Rate this post

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Av. Musa Yılmaz

avukat musa yılmaz

Av. Musa Yılmaz, başta Forex Hukuku, Sermaye Piyasası, Bilişim Hukuku, Yabancılar Hukuku, Ceza Hukuku, Aile ve Boşanma Hukuku ve Miras Hukuku alanları olmak üzere hukukun birçok alanında çalışmalarını yürütmektedir ve iyi derecede İngilizce bilmektedir.

Randevu Talebi

Hata: İletişim formu bulunamadı.

Son Yayınlanan İçerikler

  • Ceza İnfaz İndirimi -Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun
    Türkiye Cumhuriyeti Anayasası madde 87 uyarınca Türkiye Büyük Millet Meclisinin görev ve yetkileri arasında genel ve özel af ilânına karar vermek de düzenlenmiştir.
  • Adli Para Cezası (TCK M.52)
    Adli para cezası ilke olarak hapis cezasına seçenek yaptırım olarak uygulanmaktadır.
  • HAGB Kararına İtiraz Dilekçesi
    HAGB kararı ile sanık hakkında verilen hükmün ertelenmesi söz konusu olmaktadır. Kanunda belirtildiği üzere mahkeme HAGB kararı ile birlikte sanığa belirli koşulların yerine getirmesini yüklemektedir.
  • Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (Ertelenmesi) (CMK M.231)
    Sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılamada hükmolunan ceza iki yıl veya daha az süreli hapis cezası yahut adli para cezası ise mahkemece hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına (HAGB) karar verilebilmektedir.
  • Asliye Ceza Mahkemesi ve Ceza Mahkemeleri
    Asliye Ceza Mahkemeleri tek hakimlidir. Ağır Ceza Mahkemelerinden bir farkı da budur. Ağır Ceza Mahkemeleri 1 başkan ve 2 Üye toplamda 3 hakimden oluşmaktadır.

Ada Hukuk Danışmanlık Tarafından Verilen Hizmetler

Forex Avukatı  ♦ Boşanma Avukatı ♦ Yabancı Avukatı ♦ İcra Avukatı ♦ Ceza Avukatı

© 2024 · Tüm hakları saklıdır.

This is a staging enviroment