İcra hukukunda süreler, kanunun kendisine hukuksal sonuç bağladığı, taraflar açısından hak düşürücü olan belli zaman kesitleridir. İcra hukukunda süreler, ilgililer için konulmuş süreler ve icra organları için konulmuş süreler olarak iki gruptan oluşur.
İlgililer için konulmuş olan süreler hak düşürücü niteliktedir. Taraflar, süresi içerisinde işlemi yapmazlarsa geçersiz olacaktır.
İcra ve iflas işlerinde adli tatil hükümleri uygulanmaz. Yani icra ve iflas daireleri ile icra mahkemeleri adli tatilde çalışmaya devam ederler. ‘Nasıl olsa adli tatil, süreler işlemez’ diye düşünülmemelidir. Adli tatilde de olsa, işlem süresinde yapılmazsa daha sonra yapılması halinde geçersiz olur. Konuyla ilgili net bilgi ve profesyonel destek için icra avukatı ile görüşmeniz faydalı olacaktır.
İcra hukukunda sürelerin hesaplanmasında ilk gün hesaba katılmaz. İlgililer için konulmuş süreler kesindir. İlgililer bu süreleri değiştiremezler. Sürelerin değiştirilmesine ilişkin sözleşmeler geçersizdir. İcra organları süreleri uyulup uyulmadığını kendiliğinden gözetmekle yükümlüdür.
İçerik Bilgisi
Toggleİcra Hukukunda Süreler – Tatil Gün ve Saatleri
Kural olarak tatil ve talik sürelerinde icra takibine ilişkin işlemler yapılmaz. Yani resmi tatil günlerinde icra takip işlemleri yapılmaz. Ancak icra takibi işlemi sayılmayan işlemler tatil ve talik günlerinde de yapılabilir. Örneğin, takip talebi yapılabilir veya haciz istenebilir.
İcra takibini durdurmak için icra takibine itiraz dilekçesi ile başvuruda bulunabilirsiniz.
Güneşin batmasından bir saat sonrası ile güneşin doğmasından bir saat öncesine kadar geçen süreye tatil saati ( gece vakti) denir. Kural olarak gece vaktinde icra takip işlemi yapılamaz. Fakat gece vakti icra takip işlemi yapılamaması kuralının bazı istisnaları vardır:
- Gece çalışılan yerlerde (bar, restoran, sinema vb.) gece vakti de olsa hasılat haczi yapılabilir.
- Gündüz başlanan hacze gece vakti devam edilebilir.
- Borçlunun mal kaçırdığı durumlarda gece vakti haciz yapılabilir.
- Tebligat, gece vakti de yapılabilir.
Tatil günleriyle kast edilen resmi tatil günleridir. Cumhurbaşkanlığı kararıyla kamu çalışanlarının idari izinli sayıldığı günler tatil günü olarak değerlendirilmez. Çünkü bu günler kanunla resmi tatil günleri değildir. Yargıtay’a göre de, idari tatil günlerinde icra takip işlemi yapılabilmektedir.
Kural olarak tatil günlerinde hiçbir icra takip işlemi yapılamasa da bu kuralın istisnaları vardır. Tatil günlerinde haciz ve tebligat işlemleri yapılabilmektedir.
İcra Hukukunda Süreler – Erteleme (Talik) Durumları
Genel Talikler (Ertelemeler)
Talik durumları, borçlunun içinde bulunduğu koşullar sebebiyle icra takip işlemlerinin ertelenmesini gerektiren durumlardır. Talik durumları var olduğu sürece kural, borçluya karşı hiçbir icra takip işleminin yapılamamasıdır. Talik durumlarında süreler işlemeye devam eder, ancak sürenin son günü bir talik gününe denk gelirse süre, talik durumunun bitiminden sonra bir gün daha uzar. Genel talik durumlarını şu şekilde sıralayabiliriz:
Borçlunun Ölümü:
Borçlunun ölmesi halinde, mirasçı açık bir iradeyle mirası derhal kabul ettiğini beyan etmişse, icra takibi ölüm günüyle birlikte üç gün ertelenir. Süre sonunda icra takibi terekeye veya mirasçılara karşı devam ettirilir.
Borçlunun ölümünden sonra, mirasçı açık bir irade beyanıyla mirası kabul veya reddettiğini bildirmediyse, mirası ret süresi olan 3 ay boyunca takip durur. Üç aylık miras süresi de, yukarıda bahsi geçen üç günlük erteleme süresinin bitiminden başlar. Yani borçlunun ölümünden sonra üç günlük erteleme ve sonrasındaki 3 aylık mirası ret süresi boyunca mirasçılar hakkında takip işlemi yapılamaz.
Borçlunun Yakınlarından Birinin Ölümü:
Borçlunun belirli dereceye kadar yakınlarından birinin ölümü halinde icra takibi, ölüm günü dahil üç gün ertelenir. Borçlunun eşinin, kan veya kayın hısımlığı bakımından alt ve üst soyundan birinin ölümü halinde, icra takibi ölüm günüyle birlikte 3 gün ertelenir. Borçlunun kardeşinin ölmesi talik durumlarından biri değildir.
Borçlunun Tutuklu veya Hükümlü Olması:
Borçlu 1 yıl veya daha fazla özgürlüğü bağlayıcı bir ceza almışsa, icra müdürü sulh hukuk mahkemesine başvurarak borçluya vasi atanmasını talep eder ve vasi atanıncaya kadar icra takibi ertelenir.
Borçlu tutukluysa veya 1 yıldan az süreli özgürlüğü bağlayıcı ceza almışsa, icra müdürü kendisine vekil ataması için süre verir ve bu süre sonuna kadar icra takibi ertelenir. Süresinde vekil atanırsa icra takibine devam olunur veya süre sonunda vekil atanmamışsa yine icra takibine devam edilir.
Borçlunun mal kaçırma ihtimalinin olduğu durumlarda, bu süre içinde de haciz yapılabilmektedir.
Borçlunun Asker Olması:
Borçlunun asker olmasından kasıt, vatani görevini yerine getirmek üzere askere gitmesidir. Askerlik mesleğini icra edenler bu kapsamda değildir. Borçlu askerse, icra müdürü kendisine temsilci ataması için borçluya süre verir. Süre sonunda temsilci atanmamışsa icra takibine devam edilir.
Borçlunun mal kaçırma ihtimali varsa, bu süre içinde de haciz yapılabilir.
Borçlunun Ağır Hastalığı:
Borçlu, kendisine temsilci ataması yapamayacak kadar ağır hasta ise, iyileşip temsilci atayacak duruma gelene kadar icra takibi ertelenir. Ağır hastalığın resmi bir sağlık kurulu raporuna dayanması gerekir.
Mal kaçırma ihtimali varsa, ağır hastalığın devam ettiği süre içinde de haciz yapılabilir.
Özel Talik Durumları
Özel talik durumları, kanunda tatil ve talik durumları bölümünde düzenlenmeyen diğer talik durumlarıdır. Örnek olarak, konkordato mühleti, uzlaşma yoluyla yeniden yapılandırma, olağanüstü mühlet ve olağanüstü tatil durumları gösterilebilir.
Olağanüstü Mühlet:
Olağanüstü mühlet, sürekli ekonomik krizler, sel, deprem gibi olağanüstü hallerde, kendi kusurları olmaksızın borçlarını ödeyemeyen borçlulara, Cumhurbaşkanlığı kararıyla belirlenen yerlerde icra mahkemeleri tarafından süre tanınmasıdır. Olağanüstü mühletin şartları şu şekildedir:
- Borçlu, kusuru olmaksızın olağanüstü durumlardan dolayı borcunu ödeyemiyor olmalı,
- Cumhurbaşkanlığınca olağanüstü mühlet kararı verilmiş olmalı,
- Borçlu, cumhurbaşkanlığınca olağanüstü mühlet verilen yerde olmalı,
- Borçlu, icra mahkemesine başvurarak olağanüstü mühlet istemeli,
- İcra mahkemesi, borçlunun süre sonunda borçlarının tamamını ödeyeceğine kanaat göstermeli.
İcra mahkemesi en fazla 6 aylık olağanüstü mühlet kararı verir ve bu süreyi en fazla 4 ay daha uzatabilir. Olağanüstü mühlet süresince icra takibi durur.
Olağanüstü Tatil:
Olağanüstü tatil ise, salgın hastalık (covid), genel bir felaket (Kahramanmaraş depremi) veya savaş gibi olağanüstü dönemlerde, Cumhurbaşkanlığı kararıyla ülkenin bir kısmında veya bazı ekonomik topluluklar yararına, icra takiplerinin belli bir süre durdurulmasıdır.
Olağanüstü mühlet ile olağanüstü tatilin farkı, olağanüstü mühletten hangi borçlunun yararlanacağına icra mahkemesi karar verirken olağanüstü tatilden mahkeme kararına gerek kalmaksızın Cumhurbaşkanlığı kararıyla tüm borçlular yararlanır.
Yararlanılan Kaynak: Uygulamacılar İçin İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, İsmail Ercan
İcra hukukunda sürelerin hesabında ilk gün hesaba katılmaz. Sürenin sonu resmi tatile denk geliyorsa süre, ilk iş gününün sonuna kadar uzar.
Ödeme emrindeki 7 günlük süre, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği günden sonraki gün başlar. Yani tebligat pazartesi günü yapılmışsa, 7 günlük ödeme süresi salı günü başlar.
Evet dahildir, ancak sürenin son günü hafta sonuna denk gelirse, ilk iş günü olan pazartesi gününün sonuna kadar süre uzar.
Alacaklı icra dairesinden takip talebi başlatır ve ödeme emrinin borçluya gönderilmesini talep eder. İcra müdürlüğü borçluya ödeme emrini tebliğ eder. Borçlu süresi içinde borca itiraz eder, ödeme yapar veya sessiz kalır. Borçlu itiraz ederse, itirazın iptali veya kaldırılması davası açmak gerekir. Ödeme yaparsa, icra dosyası işlemden kaldırılır. Sessiz kalırsa, alacaklı haciz talep edebilir.