Müşteki Ne Demek?

Müşteki, bir suçu devletin soruşturma veya kovuşturma makamlarına duyuran kişidir. Müşteki yani şikayetçi olma durumu yalnızca soruşturması veya kovuşturması şikayete bağlı olan suçlar için geçerli bir husus değildir. Soruşturma veya kovuşturması şikayete bağlı olmayan suçlar açısından da müşteki olunabilir.

Soruşturması ve kovuşturması şikayete bağlı olan suçlarda, şayet ortada bir şikayet yoksa kamu davası açılamaz. Şikayete bağlı suçlarda, failin yakalanması için suçtan zarar görenin şikayetçi olması gerekir.

Şikayetin amacı, müştekiyi korumaktır. Buradaki mantık şudur. Bazı suçlarda faili cezalandırmayı amaçlayarak hareket ederken suçtan zarar gören kişinin daha fazla mağdur olmasına sebep olunabilir. Örneğin, hakarete uğrayan bir kişi, maruz kaldığı davranışın herkes tarafından öğrenilmesini istemeyebilir ve bu yüzden şikayette bulunup müşteki konumunda yer almayı tercih etmeyebilir. Bazı suçlarda şikayet şartı aranmasının amacı, fail hakkında kamu davası açılmasının mağdur açısından bir sakıncası olup olmadığını aydınlığa kavuşturmaktır. Mağdur, şikayetçi olduğunu belirterek, kendisine karşı işlenen suçun herkesçe öğrenilmesinin herhangi bir sakıncası olmadığını beyan etmiş olur.

Anayasa‘nın 74/1 maddesine göre, şikayet bir haktır ve her suçta mümkündür. Ancak her suçun yargılaması da şikayet şartına bağlı değildir. Makalemize devam etmeden önce hatırlatmak isteriz ki yaşanan her hukuki uyuşmazlık kendine özgü durum ve zamana göre değerlendirildiğinde farklı sonuçlar çıkabilmektedir. Bu sebeple ceza avukatı ile görüşerek profesyonel destek almanız, hukuki olarak daha sağlıklı olacaktır.

müşteki ne demek
Müşteki nedir? İzlenmesi gereken hukuki yollar nelerdir?

Müşteki

Müşteki, belli bir olaydan ceza davası açılmasını isteyen, olayın mahkemeye götürülerek aleni hale gelmesinde sakınca görmeyen, mağduriyetinin giderilmesini ve failin cezalandırılmasını talep eden kişidir. Şikayet hakkı kullanılırken failin bildirilme zorunluluğu yoktur. Mağdurun maruz kaldığı fiil şikayet edilir. Zaten mağdurun her zaman faili bilebiliyor olması da mümkün değildir. Örneğin, hırsızlık suçunda çoğu zaman fail bilinmez.

Şikayet bölünmezdir. Mağdur, faillerden bir kısmı hakkında şikayetçi olup da diğerleri hakkında şikayetçi olmadığını beyan edemez. Şikayetinden feragat edecekse bu husus tüm failleri kapsar.

Müşteki Nedir?

Türk Dil Kurumu sözlüğüne göre müşteki, yakınan, şikayet eden anlamına gelir. Şikayet kural olarak yazılı olarak yapılır. Yani ilgili makama bir dilekçe verilerek şikayetçi olunur. Şikayet mercii çoğunlukla savcılık ve kolluk makamlarıdır. Ayrıca valilik, kaymakamlık ve yurtdışında büyükelçilik ve konsolosluk makamlarına da şikayet yapılabilir. Bu makamlar, kendilerine bir suça ilişkin sözlü olarak yapılan ihbar ve şikayetleri yazılı hale getirerek ilgili savcılığa bildirirler.

Aynı şekilde mağdur, şikayetçi olduğunu mahkeme aşamasında duruşma esnasında dile getirebilir. Sözlü şikayet, duruşma tutanağına geçirilir.

Katılan Nedir?

Soruşturma aşamasında müşteki sıfatıyla şikayetçi olan kişi, kovuşturma aşamasında yine şikayetçi olduğunu bildirmesi halinde katılan sıfatını alır. Katılan terimi yerine müdahil sıfatı da kullanılır.

Kamu davasına katılmanın koşulları şu şekildedir:

  • Suçun mağduru veya suçtan zarar görmüş olmak,
  • Reşit ve irade yeteneğine sahip olmak,
  • Kovuşturma evresinde hüküm verilinceye kadar katılma talep etmek,
  • Katılma talebinin kabul edilmesi.

Müşteki Şüpheli Ne Demek?

Müşteki şüpheli, hem suçtan zarar gören ve şikayetçi olan, hem de aynı suçta şüpheli konumunda olan kişidir. Örneğin, bir tartışmada hakarete maruz kalınması ve kendisinin de hakaret etmesi durumunda, şahsın mağdur sıfatıyla şikayetçi olması ve hakkında fail sıfatıyla şikayetçi olunması halinde, bu kişi müşteki şüpheli olur. Savcılık makamınca yürütülen soruşturmada, aynı suç ile ilgili hem suçtan zarar gördüğü için müşteki sıfatıyla, hem de kendisine suç isnat edildiği için şüpheli sıfatıyla bulunan kişidir.

Müşteki Sanık Ne Demek?

Soruşturma aşamasında müşteki veya şikayetçi sıfatıyla anılan kişi, kovuşturma aşamasında şikayetçi olduğunu belirtip davaya katılma talebinde bulunursa katılan sıfatını almaktadır. Soruşturma aşamasında şüpheli diye adlandırılan kişi ise kovuşturma aşamasında sanık sıfatını alır.

Müşteki sanık ise, soruşturma aşamasında müşteki şüpheli olan kişinin kovuşturma aşamasında şikayetini devam ettirmemesi nedeniyle katılma talebinin bulunmaması sonucu katılan sıfatına sahip olmaması ve şüpheli sıfatının kovuşturma aşamasına geçmekle sanık sıfatına dönüşmesi neticesinde ortaya çıkar. Aynı şahıs, davaya katılma talebinde bulunursa katılan sanık sıfatını alır.

Şikayet Süresi TCK

Şikayete bağlı suçlarda şikayet hakkı, filin ve failin öğrenilmesinden itibaren 6 aydır. Bu süre hak düşürücü niteliktedir. Aynı zamanda şikayete konu suç bakımından zamanaşımı süresinin geçmemiş olması gerekir.

Şikayetin süreyle sınırlanmasının sebebi, toplumsal faydanın gözetilmesidir. Şikayetin süreye bağlı olmadığı ihtimalde, suçtan zarar gören devamlı olarak bu şikayet hakkını tehdit unsuru olarak kullanabilir, şikayet hakkını bir silah olarak kullanarak failden gereğinden fazla haksız yararlanma yoluna gidebilir. Bunun önüne geçmek için şikayet hakkı süreye bağlanmıştır.

Şikayete bağlı suçlarda şikayet süresine ilişkin düzenleme Türk Ceza Kanunu’nun 73. maddesinde yer almaktadır. İlgili madde metni şu şekildedir:

Soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı suçlar
Madde 73- (1) Soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı olan suç hakkında yetkili
kimse altı ay içinde şikayette bulunmadığı takdirde soruşturma ve kovuşturma yapılamaz.
(2) Zamanaşımı süresini geçmemek koşuluyla bu süre, şikayet hakkı olan kişinin fiili
ve failin kim olduğunu bildiği veya öğrendiği günden başlar.
(3) Şikayet hakkı olan birkaç kişiden birisi altı aylık süreyi geçirirse bundan dolayı
diğerlerinin hakları düşmez.
(4) Kovuşturma yapılabilmesi şikayete bağlı suçlarda kanunda aksi yazılı olmadıkça
suçtan zarar gören kişinin vazgeçmesi davayı düşürür ve hükmün kesinleşmesinden sonraki
vazgeçme cezanın infazına engel olmaz.
(5) İştirak halinde suç işlemiş sanıklardan biri hakkındaki şikayetten vazgeçme, diğerlerini
de kapsar.
(6) Kanunda aksi yazılı olmadıkça, vazgeçme onu kabul etmeyen sanığı etkilemez.
(7) Kamu davasının düşmesi, suçtan zarar gören kişinin şikayetten vazgeçmiş
olmasından ileri gelmiş ve vazgeçtiği sırada şahsi haklarından da vazgeçtiğini ayrıca açıklamış
ise artık hukuk mahkemesinde de dava açamaz.

Müştekinin Hakları Nelerdir?

Mağdur veya müştekinin hakları Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 234. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre müşteki veya mağdurun,

Soruşturma aşamasında;

  • Delillerin toplanmasını isteme,
  • Belge örneği isteme,
  • Zorunlu vekil bulundurulması gereken durumlarda barodan kendisine avukat görevlendirilmesini isteme,
  • Soruşturma dosyasını inceletme,
  • Savcılık tarafından verilen soruşturmaya veya kovuşturmaya yer olmadığı kararına itiraz etme,

Kovuşturma aşamasında;

  • Duruşmadan haberdar edilme,
  • Davaya katılma,
  • Tutanak ve belgelerden örnek alma,
  • Tanıkların davet edilmesini talep etme,
  • Zorunlu vekil bulundurulması gereken durumlarda barodan kendisine avukat görevlendirilmesini isteme,
  • Davaya katılmış olması şartıyla verilen kararlara karşı kanun yoluna başvurma

hakları vardır. İlgili düzenleme şu şekildedir:

Mağdur ile şikâyetçinin hakları
Madde 234 – (1) Mağdur ile şikâyetçinin hakları şunlardır:
a) Soruşturma evresinde;
1- Delillerin toplanmasını isteme,
2- Soruşturmanın gizlilik ve amacını bozmamak koşuluyla Cumhuriyet savcısından belge örneği isteme,
3- Vekili bulunmaması halinde, cinsel saldırı, çocukların cinsel istismarı veya ısrarlı takip suçları ile kadına karşı işlenen kasten yaralama, işkence veya eziyet suçlarında ve alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlarda, baro tarafından kendisine avukat görevlendirilmesini isteme,
4- 153 üncü maddeye uygun olmak koşuluyla vekili aracılığı ile soruşturma belgelerini ve el konulan ve muhafazaya alınan eşyayı inceletme,
5- Cumhuriyet savcısının, kovuşturmaya yer olmadığı yönündeki kararına kanunda
yazılı usule göre itiraz hakkını kullanma.
b) Kovuşturma evresinde;
1- Duruşmadan haberdar edilme,
2- Kamu davasına katılma,
3- Tutanak ve belgelerden örnek isteme,
4- Tanıkların davetini isteme,

5- Vekili bulunmaması halinde, cinsel saldırı, çocukların cinsel istismarı veya ısrarlı takip suçları ile kadına karşı işlenen kasten yaralama, işkence veya eziyet suçlarında ve alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlarda, baro tarafından kendisine avukat görevlendirilmesini isteme,
6- Davaya katılmış olma koşuluyla davayı sonuçlandıran kararlara karşı kanun yollarına başvurma.
(2) Mağdur, onsekiz yaşını doldurmamış, sağır veya dilsiz ya da meramını ifade edemeyecek derecede malûl olur ve bir vekili de bulunmazsa, istemi aranmaksızın bir vekil görevlendirilir.
(3) Bu haklar, suçun mağdurları ile şikâyetçiye anlatılıp açıklanır ve bu husus tutanağa yazılır.
(4) Soruşturma veya kovuşturma evresinde, dava nakli veya adlî tıp işlemleri nedeniyle yerleşim yeri dışında bir yere gitme zorunluluğu doğması hâlinde mağdurun yapmış olduğu konaklama, iaşe ve ulaşım giderleri, 10/2/1954 tarihli ve 6245 sayılı Harcırah Kanunu hükümlerine göre Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır.

Müşteki Duruşmaya Gelmezse Ne Olur?

Mağdur veya şikayetçinin duruşmada dinlenmesi zorunludur, bu sebeple bunlara veya vekiline tebligat yapılır. Tebliğ edilen çağrı kağıdında iddianame de bulunur. Adreslerine çıkarılan çağrı kağıdına rağmen duruşmaya gelmezlerse tekrar tebligat çıkarılmaz ve yanlış adres bildirilmesi ihtimalinde adres araştırılması yapılmaz. Mahkemece bu kişilerin beyanlarının alınması zorunluysa gerekli adres araştırması yapılır ve doğru adreslerine tebligat yapılır.

Müştekinin duruşma davetine uymamasına ilişkin düzenleme CMK madde 235’te yer almaktadır. İlgili kanun maddesi şu şekildedir:

Mağdur ile şikâyetçinin davete uymamaları
Madde 235 – (1) Mağdur, şikâyetçi veya vekilinin, dilekçelerinde veya tutanağa
geçirilmiş olan beyanlarında belirttikleri adresleri tebligata esas alınır.
(2) Bu adrese çıkartılan çağrıya rağmen gelmeyen kimseye yeniden tebligatta bulunulmaz.
(3) Belirtilen adresin yanlışlığı, eksikliği veya adres değişikliğinin bildirilmemesi
nedeniyle tebligat yapılamaması hâllerinde adresin araştırılması gerekmez.
(4) Bu kimselerin beyanının alınması zorunlu görüldüğü hâllerde üçüncü fıkra
uygulanmaz.

Konu Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

Müşteki ceza alır mı?

Türk Ceza Kanunu ve diğer kanunlarda suç sayılan bir fiili işlemediği sürece, yalnızca şikayetçi olmasından kaynaklı olarak müştekinin ceza alması söz konusu değildir.

Müşteki sanık ceza alır mı?

Müşteki sanık olma durumu, aynı fiilde hem mağdur ve şikayetçi, hem de suç isnadıyla sanık olma halinin aynı kişide birleşmesidir. Yapılan yargılama neticesinde müşteki sanığın suç işlediği tespit ederse, ceza alması gündeme gelecektir.

Davada müşteki ne demek?

Müşteki, suçtan zarar gördüğü için şikayetçi olan kişidir. Soruşturma aşamasında müşteki veya şikayetçi olarak anılan suçtan zarar gören, kovuşturmada katılan sıfatını alır.

Mağdur sanık ne demek?

Mağdur sanık, aynı eylemin hem zarar göreni, hem de suç isnadı yüklenen kişisidir.

5/5 - (5 votes)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Av. Musa Yılmaz

avukat musa yılmaz

Av. Musa Yılmaz, başta Forex Hukuku, Sermaye Piyasası, Bilişim Hukuku, Yabancılar Hukuku, Ceza Hukuku, Aile ve Boşanma Hukuku ve Miras Hukuku alanları olmak üzere hukukun birçok alanında çalışmalarını yürütmektedir ve iyi derecede İngilizce bilmektedir.

Randevu Talebi

Hata: İletişim formu bulunamadı.

Son Yayınlanan İçerikler

  • Ceza İnfaz İndirimi -Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun
    Türkiye Cumhuriyeti Anayasası madde 87 uyarınca Türkiye Büyük Millet Meclisinin görev ve yetkileri arasında genel ve özel af ilânına karar vermek de düzenlenmiştir.
  • Adli Para Cezası (TCK M.52)
    Adli para cezası ilke olarak hapis cezasına seçenek yaptırım olarak uygulanmaktadır.
  • HAGB Kararına İtiraz Dilekçesi
    HAGB kararı ile sanık hakkında verilen hükmün ertelenmesi söz konusu olmaktadır. Kanunda belirtildiği üzere mahkeme HAGB kararı ile birlikte sanığa belirli koşulların yerine getirmesini yüklemektedir.
  • Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (Ertelenmesi) (CMK M.231)
    Sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılamada hükmolunan ceza iki yıl veya daha az süreli hapis cezası yahut adli para cezası ise mahkemece hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına (HAGB) karar verilebilmektedir.
  • Asliye Ceza Mahkemesi ve Ceza Mahkemeleri
    Asliye Ceza Mahkemeleri tek hakimlidir. Ağır Ceza Mahkemelerinden bir farkı da budur. Ağır Ceza Mahkemeleri 1 başkan ve 2 Üye toplamda 3 hakimden oluşmaktadır.

Ada Hukuk Danışmanlık Tarafından Verilen Hizmetler

Forex Avukatı  ♦ Boşanma Avukatı ♦ Yabancı Avukatı ♦ İcra Avukatı ♦ Ceza Avukatı

© 2024 · Tüm hakları saklıdır.

This is a staging enviroment