Sadakat Yükümlülüğü Yargıtay Kararları

Bu yazımızda sadakat yükümlülüğü ile ilgili Yargıtay kararları hakkında bilgi vermek istedik. Evliliğin eşlere yüklediği temel sorumluluklar vardır. Bunlardan en önemlilerinden biri de sadakat yükümlülüğüdür. Evlilikte eşler birbirlerine karşı sadakat sözü verirler. Ölüme kadar duygusal ve fiziksel olarak birbirlerine sadık kalmak suretiyle evlenirler.

Evlendikten sonra, eşlerin karşı başkalarıyla makul görülemeyecek şekilde samimiyet içinde olması, fiziksel ve duygusal yakınlık kurması, sadakat yükümlülüğüne aykırılık teşkil eder. Sadakat yükümlülüğüne aykırılık, boşanma davalarında kusur olarak değerlendirilir. Bu sebeple, sadakat yükümlülüğü Yargıtay kararları konusunda emsal teşkil edebilecek kararları paylaşmanın okuyuculara yarar sağlayacağını düşündük.

Aşağıda sunduğumuz sadakat yükümlülüğüne ilişkin Yargıtay kararları emsal niteliğindedir. Ancak kararların her evlilik için birebir uyuşması mümkün olmayabilir. Sadakat yükümlülüğü ile ilgili Yargıtay kararları, yol gösterici olması açısından paylaşılmıştır. Konuyla ilgili boşanma avukatı ile görüşmeniz faydalı olacaktır.

Sadakat Yükümlüğü Yargıtay Kararları Örnekleri

  • Sadakat yükümlülüğü evlilikle başlar, kadının bakire olmaması kusur değildir.

”Taraflar 26.11.2013 tarihinde evlenmiştir. Erkek eş 28.10.2014 tarihinde Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesi hükmüne göre boşanma isteminde bulunmuştur.
Erkek eş boşanma sebebi olarak sadece “Davalı bakire değil” vakıasına dayanmıştır.
Tarafların sadakat yükümlülüğü evlilik birliğinin kurulmasıyla başlar (TMK m.185). Davalı kadının evlilik öncesi cinsel ilişki yaşamış olması (bakire olmaması) boşanma davasında davalı kadın için kusur oluşturmaz.
Açıklanan sebeple davanın reddi gerekirken, yasa hükümlerinin yorumunda yanılgıya düşülerek boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.”
(Yargıtay 2. HD., 2015/16257 E., 2016/7382 K.)

  • Sadakatsiz davranma olgusunun hukuka uygun delillerle ispatı gerekir. Hukuka aykırı deliller hükme esas teşkil edemez.

”Mahkemece davacı-karşı davalı kadın tarafından dosyaya delil olarak sunulan sosyal medya mesajları esas alınarak davalı-karşı davacı erkeğe “Sadakatsiz davrandığı” vakıası kusur olarak yüklenilmişse de, kadının dosyada bulunan sosyal medya mesajlarını nasıl elde ettiğini açıklamadığı, karşı davaya cevap dilekçesinde, erkeğin başka kadınlarla olan mesajlaşmalarını sunuyoruz demekle yetindiği, davalı-karşı davacı erkeğin ise anılan sosyal medya yazışmalarının hukuka aykırı şekilde elde edildiğini iddia ettiği, kadının bu iddiaya karşı beyanda bulunmadığı bu suretle sadakatsizlik vakıasını ispata yarar delillerin hukuka uygun elde edildiğinin kabulünün mümkün olmadığı ve erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, bu durumda mahkemece belirlenen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışlara göre tarafların eşit kusurlu olduğuna karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm verilmiş olması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir. (Yargıtay 2. HD., 2022/1110 E., 2022/2433 K.)

  • Kadının, birden fazla erkekle sadakatsiz davranması

”Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden davalı kadının birden fazla erkekle sadakatsiz davranışlar içerisinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır.” (Yargıtay 2. HD., 2016/14477 E., 2018/3542 K.)

  • Başka kadınla birlikte yaşamak

”Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden davalı erkeğin birlikte yaşamaktan kaçınarak birlik görevlerini yerine getirmediği ve başka kadınla yaşamak suretiyle sadakatsiz davrandığı anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya (TMK m. 166/1) karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır.” (Yargıtay 2. HD., 2015/14179 E., 2016/4977 K.)

  • Evlilik devam ederken başkasıyla nişanlanmak

”Yapılan yargılamaya ve toplanan delillere göre davalı erkeğin evlilik birliği devam ederken başka bir kadınla nişanlanmak suretiyle sadakatsiz davrandığı anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya (TMK md. 166/1) karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır.” (Yargıtay 2. HD., 2015/8526 E., 2015/23154 K.)

  • Başka kadından çocuğu olmak

”Yapılan soruşturma, toplanan deliller ile dosya içerisinde bulunan nüfus kayıt örneğinden ve davalı-davacı erkeğin cevap dilekçesindeki beyanından anlaşıldığı üzere davalı-davacı erkeğin başka kadınla yaşadığı ve bu kadından çocuğunun olduğu anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı-davalı kadın dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, kadının davasının kabulü ile boşanmaya (TMK m. 166/1) karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır.” (Yargıtay 2. HD., 2015/13527 E., 2016/4147 K.)

5/5 - (1 vote)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Av. Musa Yılmaz

avukat musa yılmaz

Av. Musa Yılmaz, başta Forex Hukuku, Sermaye Piyasası, Bilişim Hukuku, Yabancılar Hukuku, Ceza Hukuku, Aile ve Boşanma Hukuku ve Miras Hukuku alanları olmak üzere hukukun birçok alanında çalışmalarını yürütmektedir ve iyi derecede İngilizce bilmektedir.

Randevu Talebi

Hata: İletişim formu bulunamadı.

Son Yayınlanan İçerikler

  • Ceza İnfaz İndirimi -Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun
    Türkiye Cumhuriyeti Anayasası madde 87 uyarınca Türkiye Büyük Millet Meclisinin görev ve yetkileri arasında genel ve özel af ilânına karar vermek de düzenlenmiştir.
  • Adli Para Cezası (TCK M.52)
    Adli para cezası ilke olarak hapis cezasına seçenek yaptırım olarak uygulanmaktadır.
  • HAGB Kararına İtiraz Dilekçesi
    HAGB kararı ile sanık hakkında verilen hükmün ertelenmesi söz konusu olmaktadır. Kanunda belirtildiği üzere mahkeme HAGB kararı ile birlikte sanığa belirli koşulların yerine getirmesini yüklemektedir.
  • Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (Ertelenmesi) (CMK M.231)
    Sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılamada hükmolunan ceza iki yıl veya daha az süreli hapis cezası yahut adli para cezası ise mahkemece hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına (HAGB) karar verilebilmektedir.
  • Asliye Ceza Mahkemesi ve Ceza Mahkemeleri
    Asliye Ceza Mahkemeleri tek hakimlidir. Ağır Ceza Mahkemelerinden bir farkı da budur. Ağır Ceza Mahkemeleri 1 başkan ve 2 Üye toplamda 3 hakimden oluşmaktadır.

Ada Hukuk Danışmanlık Tarafından Verilen Hizmetler

Forex Avukatı  ♦ Boşanma Avukatı ♦ Yabancı Avukatı ♦ İcra Avukatı ♦ Ceza Avukatı

© 2024 · Tüm hakları saklıdır.

This is a staging enviroment