Tebliğ İmkansızlığı ve Tebellüğden İmtina

Tebliğ sırasında muhatabın geçici olarak adreste bulunamaması veya adreste olmasına rağmen tebellüğden kaçınması durumlarında tebliğ imkansızlığı veya tebellüğden imtina hallerinden söz edilir. Böyle durumlarda mağdur olmamak için icra avukatı ile görüşmeniz faydalı olacaktır.

Tebliğ İmkansızlığı ve Tebellüğden İmtina Halleri

Tebliğ imkansızlığı, muhatap veya onun adına tebligatı kabule yetkili kişilerden biri, adreste bulunmadığı takdirde söz konusu olur.

Muhatabın adreste olmaması halinde bu durumunun geçici veya sürekli olmasına göre işlem yapılması gerekir.

  • Şayet muhatap veya muhatap adına tebligatı almaya yetkili kişilerin, dağıtım saatinden sonra dönecekleri öğrenilmiş ise, tebliğin Tebligat Kanunu‘nun 21. maddesine yapılması gerekir. Bu maddeye göre yapılan tebliğde, ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.

TebK. Madde 21: ”Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat
yapılabilecek kimseler
den hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse,
tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut
zabıta amir veya memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva
eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama
halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın
komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya
yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.”

  • Muhatap veya tebliği almaya yetkili kişiler, birkaç gün adreste yoklar ise tebligat, Tebligat Kanunu’nun 20. maddesine göre yapılır. Bu maddeye göre yapılan tebligat, ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarihten itibaren on beş gün sonra tebliğ edilmiş sayılır. 20. maddeye göre tebligat yapılabilmesi için adreste birinin bulunması, muhatabın geçici olarak başka yerde olduğunu bildirmesi gerekir. Adres kapalıysa yani tebliğ anında kimse yoksa 20. maddeye göre tebligat yapılması mümkün değildir.

TebK. madde 20: ”13, 14, 16, 17 ve 18 inci maddelerde yazılı şahıslar, kendisine tebliğ yapılacak kimsenin muvakkaten başka yere gittiğini belirtirlerse; keyfiyet ve beyanda bulunanın adı ve soyadı tebliğ mazbatasına yazılarak altı beyan yapan tarafından imzalanır ve tebliğ memuru tebliğ evrakını bu kişilere verir. Bu kişiler tebliğ evrakını kabule mecburdurlar. Kendisine tebliğ yapılacak kimsenin
muvakkaten başka bir yere gittiğini belirten kimse, beyanını imzadan imtina ederse, tebliğ eden
bu beyanı şerh ve imza eder. Bu durumda ve tebliğ evrakının kabulden çekinme halinde tebligat,
21 inci maddeye göre yapılır. Bu maddeye göre yapılacak tebligatlarda tebliğ, tebliğ evrakının 13, 14, 16, 17 ve 18 inci maddelerde yazılı kişilere verildiği tarihte veya ihbarname kapıya yapıştırılmışsa bu tarihten itibaren onbeş gün sonra yapılmış sayılır.

Tebellüğden imtina ise, muhatap veya onun adına tebligatı kabule yetkili kişilerden birinin adreste olmasına rağmen tebligatı almayı kabul etmemesi halidir.

Tebliğ İmkansızlığı ve Tebellüğden İmtina Nasıl Belgelenir?

Tebliğ imkansızlığı veya tebellüğden kaçınma hallerinde, belgelemenin nasıl yapılacağı konusunda, posta memurunun aşağıdaki işlemleri yapması gerekir.

Birinci İşlem: Araştırma

Öncelikle, muhatap veya yerine tebliği almaya yetkili kişilerin adreste bulunmaması halinde, posta memurunun, adreste bulunmama nedenini araştırması gerekir. Posta memuru, muhatabın adreste bulunmama nedenini bilme ihtimali olan komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, zabıta gibi kişilerden sormak zorundadır. Muhatap adresten geçici veya kalıcı olarak mı ayrıldığını, dağıtım saatlerinden sonra dönüp dönmeyeceğini mutlaka sormalıdır.

***Muhatabın tebliğ anında ”işte olması”, adresten kısa süreli olarak ayrıldığını gösterir. Yargıtay’a göre, bu durumda artık dağıtım saatleri sonrasında adrese dönüp dönmeyeceğinin araştırılması gerekmez. Bu halde Teb. K. madde 21/1’e göre tebligat yapılabilir.

İkinci İşlem: Belgelendirme

Tebliğ memuru, yaptığı araştırmanın sonucunu belgelemelidir. Yani muhatap veya tebliğe yetkili kişilerin adreste bulunmama nedeni mazbataya yazılmalıdır. Sorulan kişilerin imzaları alınmalı, imzadan kaçınma halinde bu durumun da mazbataya şerh düşülmesi gerekir.

Beyanına başvurulan kişinin muhakkak adı ve soyadı ile yakınlık derecesi mazbataya yazılmalıdır. Örneğin, komşunun yalnızca daire numarasının yazılmış olması, adının ve soyadının yazılmamış olması halinde tebligat usulsüzdür.

Muhatabın, adreste bulunmama nedeni ve dağıtım saatlerinden sonra dönüp dönmeyeceği hususlarının mazbataya yazılmaması halinde yapılan 21/1’e göre tebligat usulsüz olur. Bu durum tebligatın geçerlilik koşuludur.

Üçüncü İşlem: Teslim

Tebliğ imkansızlığı veya tebellüğden imtina hallerinde posta memuru, tebliğ olunacak belgeyi, o muhtarına veya ihtiyar heyeti üyelerinden birine ya da kolluk amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder. Uygulamada tebligatlar çoğunlukla tebliğ adresinin bağlı olduğu mahalle muhtarlığına teslim edilmektedir. Bu kişiler, tebligatı almaktan imtina edemezler.

Dördüncü İşlem: Haber Kağıdını Kapıya Yapıştırma

Posta memuru, tebligatı kime teslim ettiğini ve teslim ettiği kişinin adresini haber kağıdına (2 Nolu ihbarname) yazar ve ihbarnameyi muhatabın kapısına yapıştırır.

Tebliğ mazbatasındaki açıklamadan, tebliğ evrakının teslim edildiği muhtarın adresinin ve tebligatı muhtardan alabileceğini gösteren haber kağıdının kapıya yapıştırıldığının anlaşılması gerekir. Bu durum, tebligatın geçerlilik koşuludur. Aksi halde yapılan tebligat usulsüz olur.

Beşinci İşlem: Haber Verme

Tebliğ imkansızlığı hallerinde, tebligatın muhtara teslim edildiğinin, mümkünse muhatabın en yakın komşusuna, yöneticisine veya kapıcısına bildirilmesi gerekir. Böylelikle muhatabın durumdan haberdar olması sağlanır.

Konuyla İlgili Yargıtay Kararları

  • İlk tebligatın borçlunun bilinen son adresine yapılmaması usulsüzdür.

”Somut olayda, alacaklı tarafından takip talebinde bildirilen ve bilinen son adres olarak kabulü gereken adres açık şekilde yazılmaksızın, sadece “Kadıköy/İSTANBUL” şeklinde belirtilmek suretiyle ödeme emrinin tebliğe çıkarıldığı ve “Kadıköy dağıtım sahasında bu isimde mahalle cadde ve sokak yoktur. Muhatap ismen tanınmıyor” şerhi ile iade edildiği, alacaklı vekilinin talebi ile borçlunun adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine Tebligat Kanununun 21/2.maddesi gereğince ödeme emri tebliğ edildiği görülmektedir. Yukarıda açıklandığı üzere, borçlunun bilinen son adresine tebligat çıkarılmaması usulsüzdür. Alacaklının takip talebinde bildirdiği ve bilinen son adres olarak kabulü gereken adres açıkça yazılmaksızın tebligat çıkarılması ve adres yetersizliği nedeniyle tebliğ edilememesi durumunda, Tebligat Kanununun 10.maddesi gereğince bilinen son adrese tebligat çıkarılması kuralının yerine getirildiğinden söz edilemez. (Yargıtay 12. HD., 2014/1318 E., 2014/4274 K.)

  • Muhatap işte ise, dağıtım saatlerinden sonra adrese dönüp dönmeyeceğinin araştırılmasına gerek yoktur.

”Somut olayda, borçlu adına çıkartılan ödeme emri tebligatının incelenmesinde; “adreste kimse olmaması adresin kapalı olması sebebi ile en yakın komşu E… S…. beyanında muhatabın işte olduğunu beyan etmesi üzerine evrak Mecidiye mahalle muhtarına teslim edilerek 2 nolu haber kağıdı kapıya yapıştırıldı, imzadan imtina eden E….. S…. ’a haber bırakıldı.” şerhiyle 28.06.2013 tarihinde tebliğ edildiği görülmektedir.
Söz konusu tebligatta, muhatabın tebliğ anında işte olduğu belirtilmiş olup muhatabın kısa süreli adresten ayrıldığı tebliğ mazbatasından anlaşılmaktadır. Muhatap işte olmakla tevziat saatinden sonra dönüp dönmeyeceği hususunun araştırılmasına gerek yoktur. Bu durumda borçluya yapılan tebliğ işlemi Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre usule uygundur.
O halde, bölge adliye mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.”

  • Beyanına başvurulan kişinin adı ve soyadının alınmaması halinde tebligat usulsüzdür.

”Somut olayda; satış ilanı şikayetçi …’a 16.06.2014 tarihinde “…… isim ve imzada imzadan imtina eden … komşunun beyanına….. ” göre tebliğ işleminin gerçekleştirildiği anlaşılmaktadır. Tebligat mazbatasına, dağıtıcı tarafından beyanda bulunan komşunun adı ve soyadı yazılmadığı için Tebligat Kanunu’nun 21/1. ve Tebligat Yönetmeliği’nin 30/1. maddeleri gereğince, tebliğ işlemi usulsüzdür.” (Yargıtay 12. HD., 2015/23790 E., 2016/3458 K.)

  • Muhatabın ‘işte’ olduğunu söyleyen kişinin kimlik bilgisi mazbataya yazılmamışsa tebligat usulsüzdür.

”Somut olayda, borçluya yapılan örnek 10 ödeme emrinin tebliğine ilişkin tebliğ belgesinin incelenmesinde; aynen “adresin kapalı olması sebebiyle en yakın komşusuna soruldu, işe gitti demesi üzerine tebliğ imkansızlığı sebebiyle tebliğ evrakı mahalle muhtarına teslim edildi ve 2 nolu haber formulü düzenlenerek muhatabın kapısına yapıştırıldı. Ayrıca komşusu… haberdar edildi ve imzadan imtina etmiştir” kaydı ile 04.01.2014 tarihinde tebligatın yapıldığı görülmekte olup, yukarıda belirtildiği biçimde, tebliğ şerhinde yazılı olan “muhatabın işe gittiği” beyanının kimden sorularak tespit edildiğinin ve bu kişinin açık kimliğinin ne olduğunun tebliğ mazbatasında açıklanmadığı, bu haliyle, tebliğ işleminin, Tebligat Kanunu’nun 21/1. ve 23/7. maddeleri ile Tebligat Yönetmeliği’nin 30. ve 35. maddeleri koşullarına göre usulüne uygun yapılmadığı anlaşılmaktadır.” (Yargıtay 12. HD., 2015/23944 E., 2016/253 K.)

  • İhbarnamenin kapıya yapıştırılmaması durumunda tebligat usulsüzdür.

”Somut olayda; Keşan İcra Müdürlüğü tarafından çıkartılan örnek 10 ödeme emrinin davacı Kooperatifin “Sanayi Sitesi Üzeri Nisap 5 Koop. Keşan/Edirne” adresinde “Muhatap tevziat sırasında adresinde bulunmadığından evrak İspal Mah. Muhtarı Mustafa Özkul’a teslim edildi. Komşu Yücel Terzi’ye haber verildi” şerhi verilerek 11.12.2012 tarihinde 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre tebliğ edilmiş ise de 7201 sayılı Tebligat Kanununun 21.maddesi ile Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 31/1(a) maddesine göre (2) numaralı örneğe uygun olarak düzenlenerek gösterilen adresteki kapıya yapıştırılması gereken ihbarnamenin düzenlenerek muhatabın kapısına yapıştırılmaması nedeniyle tebligat geçersizdir.” (Yargıtay HGK., 2014/12-1101 E., 2016/562 K.)

Yararlanılan Kaynak: Uygulamacılar İçin İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, İsmail ERCAN, 10. Baskı, Nisan 2023

Tebellüğden imtina etmek ne demek?

Muhatap veya adına tebligatı kabule yetkili kişilerden birinin adreste bulunmasına rağmen tebligatı kabul etmemesi haline tebellüğden imtina denir.

Tebliğ imkansızlığı ne demek?

Muhatap veya tebligatı almaya yetkili kişilerden birinin adreste bulunmaması halinde tebliğ imkansızlığından söz edilir.

Tebliğ mazbatası ne ise yarar?

Tebliğ mazbatası, tebligatın usulüne uygun olarak yapılıp yapılmadığının kontrol edilmesini sağlayan, tebligatın yapılmasına bağlanan hukuki sonuçların doğup doğmadığının tespitine yarayan ve tebligatı çıkaran mercie iade edilen kağıt parçasıdır.

Tebliğ mazbatası alınmazsa ne olur?

Tebligatın alınmaması halinde, tebellüğden imtina söz konusudur. Bu halde, tebligat muhtara teslim edilir, muhatabın kapısına haber kağıdı yapıştırılır ve muhatabın en yakınındaki komşu, kapıcı veya yöneticiye haber verilerek tebligat yapılır.

5/5 - (2 votes)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Av. Musa Yılmaz

avukat musa yılmaz

Av. Musa Yılmaz, başta Forex Hukuku, Sermaye Piyasası, Bilişim Hukuku, Yabancılar Hukuku, Ceza Hukuku, Aile ve Boşanma Hukuku ve Miras Hukuku alanları olmak üzere hukukun birçok alanında çalışmalarını yürütmektedir ve iyi derecede İngilizce bilmektedir.

Randevu Talebi

Hata: İletişim formu bulunamadı.

Son Yayınlanan İçerikler

  • Ceza İnfaz İndirimi -Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun
    Türkiye Cumhuriyeti Anayasası madde 87 uyarınca Türkiye Büyük Millet Meclisinin görev ve yetkileri arasında genel ve özel af ilânına karar vermek de düzenlenmiştir.
  • Adli Para Cezası (TCK M.52)
    Adli para cezası ilke olarak hapis cezasına seçenek yaptırım olarak uygulanmaktadır.
  • HAGB Kararına İtiraz Dilekçesi
    HAGB kararı ile sanık hakkında verilen hükmün ertelenmesi söz konusu olmaktadır. Kanunda belirtildiği üzere mahkeme HAGB kararı ile birlikte sanığa belirli koşulların yerine getirmesini yüklemektedir.
  • Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (Ertelenmesi) (CMK M.231)
    Sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılamada hükmolunan ceza iki yıl veya daha az süreli hapis cezası yahut adli para cezası ise mahkemece hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına (HAGB) karar verilebilmektedir.
  • Asliye Ceza Mahkemesi ve Ceza Mahkemeleri
    Asliye Ceza Mahkemeleri tek hakimlidir. Ağır Ceza Mahkemelerinden bir farkı da budur. Ağır Ceza Mahkemeleri 1 başkan ve 2 Üye toplamda 3 hakimden oluşmaktadır.

Ada Hukuk Danışmanlık Tarafından Verilen Hizmetler

Forex Avukatı  ♦ Boşanma Avukatı ♦ Yabancı Avukatı ♦ İcra Avukatı ♦ Ceza Avukatı

© 2024 · Tüm hakları saklıdır.

This is a staging enviroment