Ekonomik Şiddet Yargıtay Kararları

Ekonomik şiddet Yargıtay kararları sıklıkla aranan konulardan biridir. Bu sebeple bu yazımızda bu konuya değinmek istedik.

Eşler, ekonomik açıdan ölçülü davranmak ve aile bireylerini zarara sokacak eylemlerden kaçınmalıdır. Eşler, evlilik birliğinin giderlerinde ekonomik güçlerine göre ortak olarak katkıda bulunurlar. Kazancı yüksek olan eşin, diğer eşe mali yönden şiddet uygulaması halinde, boşanmada kusurlu olduğu kabul edilir.

Ekonomik şiddet farklı şekillerde meydana gelebilir. Konuya açıklayıcı olması açısından birkaç örnek verelim. Eşin istemediği bir işte zorla çalıştırılması veya çalışmak isteyen eşin çalıştırılmaması ekonomik şiddete örnektir. Aynı şekilde, ihtiyacı aşan harcamalar yapma, düzenli bir işte çalışmama, sürekli borçlanma, evin ihtiyaçları için eşe para vermeme gibi durumlarda da ekonomik şiddet söz konusudur. Böyle bir durumla karşı karşıya kalırsanız boşanma avukatı ile görüşmeniz faydalı olacaktır.

Ekonomik Şiddet Yargıtay Kararları Örnekleri

Ekonomik şiddet ile ilgili bazı Yargıtay kararları aşağıda listelenmiştir. Ekonomik şiddet olgusunun her evlilik birliği için farklı unsurlar taşıyabileceğinin unutulmaması gerektiğini hatırlatmış olalım.

  • Fazla Borçlanarak Eşini Çevreye Küçük Düşürmek

”Yapılan soruşturma ve toplanan delillerle erkeğin birlik görevlerini yerine getirmediği, ödeme gücünün üzerinde borçlanarak eşini çevreye karşı küçük düşürdüğü anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı kadın, dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya karar verilecek yerde, hatalı gerekçe ve kusur belirlemesiyle kadının davasının reddi doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir.” (Yargıtay 2. HD. 2019/5105 E., 2019/9277 K.)

  • İhtiyacı Aşan Şekilde Harcamalar Yapma

”Yapılan yargılama ve toplanan delillerden, mahkemenin de kabulünde olduğu üzere davacı-karşı davalı kadının evlilik birliğinden kaynaklanan görevlerini yerine getirmediği, ihtiyacı aşan şekilde harcamalar yaptığı anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davalı-karşı davacı erkek dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, davalı-karşı davacı erkeğin boşanma davasının kabulüne karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır.” (Yargıtay 2. HD., 2018/1673 E., 2019/1630 K.)

  • Düzenli çalışmamak, geçim yükünü diğer eşin üzerine bırakmak

”Yapılan yargılama ve toplanan delillerle davalı erkeğin düzenli ve uzun süreli olarak bir işte çalışmadığı, sürekli kendi iradesi ya da başka sebeplerle iş değiştirdiği, ortak hanenin zaruri ihtiyaçlarını davacı kadının karşılamaya çalıştığı, davalı erkeğin birlik görevlerini yerine getirme konusunda ihmalkar davrandığı anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya (TMK m.166/1) karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır.” (Yargıtay 2. HD., 2016/16003 E., 2018/5175 K.)

  • Sürekli borçlanarak, eşi için ” Eşek gibi borçlarımı ödeyecek” demek

”Yapılan yargılama ve toplanan delillerle; davacı-davalı erkeğin sürekli olarak borçlandığı ve eşi için “çalışıp eşek gibi borçlarımı ödeyecek” dediği anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davalı-davacı kadın dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya (TMK m. 166/1) karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile kadının boşanma davasının reddi doğru bulunmamıştır.” (Yargıtay 2. HD., 2016/8552 E., 2017/14264 K.)

  • Evin ihtiyaçlarını karşılaması için eşe para vermemek

”Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden davalı erkeğin davacı kadının önceki evliliğinden olan çocuğuna kötü davrandığı ve evin ihtiyaçlarını gidermek amacıyla eşine para vermemek suretiyle ekonomik şiddet uyguladığı anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır.” (Yargıtay 2015/12750 E., 2016/2921 K.)

  • Eve haciz gelmesine sebep olmak

”Yapılan soruşturma ve toplanan delillerle “davalının borçlanarak evine haciz gelmesine sebebiyet verdiği, evin infak ve iaşesini sağlamadığı anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya (TMK.md.166/1) karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır.” (Yargıtay 2. HD., 2015/6438 E., 2015/20809 K.)

  • Maaşı anneye vererek eşi güç durumda bırakmak

”Yapılan yargılama ve toplanan delillerden davalı-davacı erkeğin maaşını annesine vererek ekonomik yönden eşini güç durumda bıraktığı, davacı-davalı kadının ise eşini sevmediğini, istemediğini söylediği anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Gerçekleşen bu durum karşısında davalı-davacı erkek de boşanma davası açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, davalı-davacı erkeğin boşanma davasının da kabulü ile boşanmaya karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru olmamıştır.” (Yargıtay 2. HD., 2015/1743 E., 2015/16285 K.)

  • Hesapsız borçlanarak aileyi darlığa sokmak

”Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden davalının evlilik birliğine ilişkin mali yükümlülüklerini yerine getirmediği, hesapsız borçlanmak suretiyle ailesini darlık içine soktuğu anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya (TMK md. 166/1) karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır.” (Yargıtay 2. HD., 2014/24592 E., 2015/10214 K.)

5/5 - (1 vote)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Av. Musa Yılmaz

avukat musa yılmaz

Av. Musa Yılmaz, başta Forex Hukuku, Sermaye Piyasası, Bilişim Hukuku, Yabancılar Hukuku, Ceza Hukuku, Aile ve Boşanma Hukuku ve Miras Hukuku alanları olmak üzere hukukun birçok alanında çalışmalarını yürütmektedir ve iyi derecede İngilizce bilmektedir.

Randevu Talebi

Hata: İletişim formu bulunamadı.

Son Yayınlanan İçerikler

  • Ceza İnfaz İndirimi -Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun
    Türkiye Cumhuriyeti Anayasası madde 87 uyarınca Türkiye Büyük Millet Meclisinin görev ve yetkileri arasında genel ve özel af ilânına karar vermek de düzenlenmiştir.
  • Adli Para Cezası (TCK M.52)
    Adli para cezası ilke olarak hapis cezasına seçenek yaptırım olarak uygulanmaktadır.
  • HAGB Kararına İtiraz Dilekçesi
    HAGB kararı ile sanık hakkında verilen hükmün ertelenmesi söz konusu olmaktadır. Kanunda belirtildiği üzere mahkeme HAGB kararı ile birlikte sanığa belirli koşulların yerine getirmesini yüklemektedir.
  • Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (Ertelenmesi) (CMK M.231)
    Sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılamada hükmolunan ceza iki yıl veya daha az süreli hapis cezası yahut adli para cezası ise mahkemece hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına (HAGB) karar verilebilmektedir.
  • Asliye Ceza Mahkemesi ve Ceza Mahkemeleri
    Asliye Ceza Mahkemeleri tek hakimlidir. Ağır Ceza Mahkemelerinden bir farkı da budur. Ağır Ceza Mahkemeleri 1 başkan ve 2 Üye toplamda 3 hakimden oluşmaktadır.

Ada Hukuk Danışmanlık Tarafından Verilen Hizmetler

Forex Avukatı  ♦ Boşanma Avukatı ♦ Yabancı Avukatı ♦ İcra Avukatı ♦ Ceza Avukatı

© 2024 · Tüm hakları saklıdır.

This is a staging enviroment